Namazdan sonra kaç defa estağfirullah çekilir ?

Deniz

New member
Namazdan Sonra Kaç Defa Estağfirullah Çekilir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk

Merhaba dostlar,

Bugün hepimizin bir şekilde duyduğu, kimimizin düzenli uyguladığı, kimimizin ise farklı yorumlarını gördüğü bir konuyu açmak istiyorum: Namazdan sonra kaç defa “estağfirullah” çekilir? Bu mesele ilk bakışta oldukça basit gibi görünüyor; üç defa çekilir mi, otuz üç defa mı, yoksa bireyin niyetine mi bağlıdır? Ancak biraz derinleşince görüyoruz ki, bu küçük ayrıntı hem küresel İslam kültüründe hem de yerel geleneklerde farklı anlamlar kazanıyor. Gelin, bu soruya sadece fıkhî bir yanıt aramakla kalmayalım, aynı zamanda toplumların, kültürlerin ve bireylerin bakış açılarını da inceleyelim.

İslamî Kaynaklarda “Estağfirullah”ın Yeri

Namazın ardından yapılan tesbihat, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uygulamalarıyla şekillenmiştir. Hadis kaynaklarında namazdan sonra üç kez “estağfirullah” demek sünnet olarak aktarılır. Bunun ardından ise “Allahümme ente’s-selâm ve minke’s-selâm…” duası gelir. Ancak bazı rivayetlerde farklı tesbih sayıları, zikir çeşitleri ve dualar da bulunmaktadır.

Burada önemli olan nokta, sayılardan ziyade, kalpteki samimiyet ve Allah’tan af dileme bilincidir. Yani esas mesele, “üç mü, otuz üç mü?” sorusunun ötesinde, bu zikrin kalbe kattığı tevazu ve bağışlanma arzusudur.

Küresel Perspektif: Farklı Coğrafyalarda Uygulamalar

İslam dünyası oldukça geniş ve çeşitlidir. Bu yüzden “estağfirullah” çekme adedi de coğrafyadan coğrafyaya farklılık gösterebiliyor:

- Arap Yarımadası: Çoğunlukla üç defa “estağfirullah” ile başlanır, ardından diğer tesbihat zinciri gelir. Bu, hadislerdeki en yaygın uygulamaya dayandırılır.

- Güney Asya (Pakistan, Hindistan, Bangladeş): Burada tasavvuf kültürünün etkisiyle daha uzun tesbihat ve tekrarlar yaygındır. 33 defa veya 100 defa “estağfirullah” çekmek toplumda daha köklü bir gelenektir.

- Balkanlar ve Anadolu: Genelde cami cemaati üç defa “estağfirullah” der, fakat bireysel uygulamalarda 33 defaya kadar çıkıldığı görülür. Köylerde yaşlı kadınların, dualara kendi yöresel ifadelerini ekleyerek tesbihatı zenginleştirmesi de dikkat çekicidir.

- Afrika ülkeleri: Zikir halkalarıyla birlikte yapılan toplu tesbihlerde sayı bireysel olmaktan çıkar, ritmik bir topluluk pratiğine dönüşür.

Bu çeşitlilik bize şunu gösteriyor: Zikir sayılarının farklı olması bir çatışma değil, İslam’ın evrensel yapısı içinde kültürlerin kendi rengini katmasının bir göstergesidir.

Yerel Perspektif: Anadolu’da Tesbihat Kültürü

Bizim coğrafyamızda, özellikle Anadolu’da namaz sonrası tesbihatın özel bir sıcaklığı vardır. Yaşlı ninelerimizin elinde tespih, dedelerimizin dilinde alışkanlık haline gelen “estağfirullah” sözleri, aslında sadece bireysel bir ibadet değil, aynı zamanda topluluk bağlarını güçlendiren bir unsurdur.

Bir köy camisinde, imam “estağfirullah” dedikten sonra cemaatin hep birlikte tekrar etmesi, ortak bir ritim yaratır. Bu, sadece Allah’tan af dilemek değil, aynı zamanda topluluk olarak aynı niyette buluşmak anlamına gelir. Kimi zaman kadınlar evlerinde aynı zikri yaparken, erkekler camide cemaatle birlikte yapar. Bu, ibadetin toplumsal cinsiyet rollerine göre farklı mekânlarda şekillendiğini de gösterir.

Erkeklerin ve Kadınların Yaklaşımları

Bu konuda toplumsal cinsiyet dinamikleri de dikkate değer. Erkekler genellikle daha pratik ve sonuç odaklı bir şekilde “sünnet üçtür, mesele budur” yaklaşımını benimser. Onlar için bu, daha çok doğruyu bulma, kuralı uygulama ve ibadeti sistematik biçimde tamamlama meselesidir.

Kadınlar ise genellikle bu zikri toplumsal ilişkiler ve kültürel bağlarla bütünleştirir. Mesela bir anne, çocuklarına “namazdan sonra estağfirullah demeyi unutma, günahlarımız bağışlansın” diye öğüt verir. Onların yaklaşımı, ibadeti aile bağları, topluluk kültürü ve duygusal bir aktarım üzerinden şekillenir.

Yani erkeklerin analitik ve bireysel başarıya odaklı bakışı ile kadınların topluluk merkezli ve empati odaklı bakışı birleştiğinde, ibadetin hem bireysel hem de toplumsal boyutunu görebiliyoruz.

Evrensel ve Yerel Dinamiklerin Dengesi

Bir tarafta İslam’ın evrensel mesajı var: Allah’tan af dilemek, hataları kabul etmek, tevazu göstermek. Bu, her coğrafyada aynıdır. Ama diğer tarafta yerel renkler, kültürel pratikler ve toplumsal alışkanlıklar var. İşte “estağfirullah”ın sayısındaki çeşitlilik, bu iki boyutun buluştuğu noktayı temsil ediyor.

Evrensel düzeyde herkes aynı Allah’a yöneliyor, ama yerel düzeyde herkes kendi kültürel hafızasını, geleneklerini ve toplumsal bağlarını işin içine katıyor. Böylece ibadet, sadece bireysel değil, aynı zamanda kültürel bir zenginliğe dönüşüyor.

Sonuç: Sayıdan Çok Samimiyet

Sonuç olarak, “Namazdan sonra kaç defa estağfirullah çekilir?” sorusunun tek bir cevabı yok. Üç de olabilir, otuz üç de, yüz de. Asıl olan, kişinin içtenliği, samimiyeti ve Allah’a yönelişindeki iç huzurudur. Küresel İslam toplumu içinde bu çeşitlilik, aslında bir zenginliktir. Yerelde ise kültürel bağlarımızı güçlendiren bir pratik.

Forumdaşlara Sorular

- Siz namazdan sonra kaç defa “estağfirullah” çekiyorsunuz, bu alışkanlığı kimden öğrendiniz?

- Sizce sayıların farklılığı bir zenginlik mi, yoksa kafa karışıklığı mı?

- Kadınların topluluk odaklı, erkeklerin ise pratik yaklaşımlarını kendi çevrenizde gözlemlediniz mi?

- Küresel ve yerel uygulamaları bir araya getirmek sizce ibadetlerimizi nasıl zenginleştirir?

Haydi, bu konudaki deneyimlerimizi paylaşalım. Belki de farklı uygulamaları bilmek, birbirimizi daha iyi anlamamıza ve ibadetlerimizi daha derin bir şükürle yapmamıza vesile olur.