Suriye Şu An Kimin Elinde ?

Ela

New member
Suriye Şu An Kimin Elinde?

Suriye, 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından büyük bir yıkıma uğramış ve ülke, birçok ulusal ve uluslararası aktörün etkisi altında kalmıştır. Bu makale, Suriye'nin şu anki yönetimini, mevcut siyasi durumu ve bölgedeki hakim güçleri tartışacaktır. Aynı zamanda bu soruya benzer soruları ele alarak, Suriye'nin geleceği ve bölgesel dengeler üzerine bir değerlendirme yapacağız.

Suriye’de Şu An Hangi Taraflar Etkin?

Suriye'deki iç savaş, birçok farklı tarafın çatışmaya girmesiyle karmaşık bir hale gelmiştir. Bu taraflar, hem yerel hem de küresel güçlerin desteklediği, birbirine zıt gruplardan oluşmaktadır. Suriye’de şu anda en güçlü olan aktör, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın liderliğindeki Suriye Arap Cumhuriyeti hükümetidir. Hükümet, Rusya ve İran'ın askeri ve siyasi desteği ile ülkenin büyük kısmını kontrol etmektedir. Ancak Suriye’nin tamamı, Esad yönetiminin kontrolü altında değildir.

Suriye'nin Hükümeti ve Esad Rejimi

Beşar Esad’ın rejimi, 2011 yılında başlayan halk ayaklanmasının ardından, büyük bir iç savaşla karşı karşıya kaldı. Ancak, Esad, 2015 yılında Rusya’nın hava desteği ve İran’ın yerel milis gruplarına sağladığı destekle, ülke genelinde önemli zaferler kazanarak kontrolünü artırmayı başardı. Bugün, Esad yönetimi, başta başkent Şam olmak üzere, Suriye'nin batısındaki büyük şehirleri ve önemli askeri üsleri elinde tutuyor.

Rusya’nın hava desteği, İran’ın Şii milis gruplarına verdiği destek, Suriye hükümetinin iç savaşta ayakta kalmasında kilit rol oynamıştır. Bununla birlikte, Esad yönetiminin kontrolündeki bölgeler, büyük bir ekonomik çöküş ve altyapı yokluğu ile karşı karşıyadır. Esad hükümeti, yalnızca askeri zaferler kazanmakla kalmamış, aynı zamanda bazı ülkelerle yeniden diplomatik ilişkiler kurma çabalarını da sürdürmektedir.

Suriye’nin Kuzeyindeki Durum: PYD ve YPG’nin Rolü

Suriye'nin kuzeyinde, özellikle de Fırat’ın doğusunda, Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ve halk arasında yaygın olarak YPG olarak bilinen, Kürt milis güçleri etkin durumdadır. Bu bölge, esasen Suriye’nin özerk bir Kürt yönetimi tarafından idare edilmektedir. PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat) partisi, bu bölgelerdeki yönetim birimlerinin başında yer almakta ve Batı ülkelerinin özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğini almaktadır.

Ancak, Türkiye, YPG'yi terörist bir örgüt olarak tanımakta ve bu bölgedeki gelişmeleri tehdit olarak değerlendirmektedir. Türkiye’nin, sınırlarına yakın bu bölgedeki Kürt hareketlerine yönelik operasyonları, bölgedeki güvenlik dinamiklerini sürekli değiştiriyor. ABD'nin desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde kurulan bu özerk Kürt bölgesi, Esad rejiminin kontrolü dışında kalan önemli bir bölgeyi oluşturuyor.

Suriye’nin Doğusunda ve Güneyinde Durum Nasıl?

Suriye'nin doğusunda, özellikle Deyrizor gibi petrol zengini bölgelerde, IŞİD’in kalıntıları hala aktif durumda. IŞİD, 2014 yılında büyük toprak kazançları elde etmiş ancak 2019 yılında büyük ölçüde yenilgiye uğratılmıştır. Ancak, örgütün yeniden yapılanması ve bölgedeki bazı gerilla eylemleri, bölgesel istikrarsızlığı sürdürmektedir.

Suriye'nin güneyinde ise, özellikle Dara ve Kuneytra gibi bölgelerde, muhalif grupların yanı sıra, yerel halk ve Esad hükümeti arasında hala gerilimler yaşanıyor. Rusya'nın müdahalesiyle bu bölge büyük ölçüde Esad'ın kontrolüne geçmiş olsa da, tam bir barış ortamı sağlanamamıştır. Güneydeki bu karmaşık durum, çeşitli yerel grupların, Esad'a karşı hem askeri hem de siyasi mücadele vermesine yol açmaktadır.

Suriye’deki Uluslararası Müdahaleler ve Etkiler

Suriye iç savaşında, birçok dış aktörün müdahil olması, ülkenin iç işlerine karmaşık bir şekilde entegre olmasına yol açmıştır. Esad yönetimi, başta Rusya ve İran olmak üzere, büyük güçlerin desteğiyle ülkenin büyük kısmını kontrol altına almış olsa da, hala Suriye’nin çeşitli bölgeleri dış müdahalelerin etkisi altındadır.

Amerika Birleşik Devletleri, özellikle YPG ve Kürt grupları destekleyerek, Fırat’ın doğusundaki bölgedeki etkisini sürdürmektedir. Türkiye ise, kendi sınır güvenliğini sağlamak amacıyla bölgedeki Kürt gruplarına karşı operasyonlar gerçekleştirmektedir. Bu dış müdahaleler, Suriye’nin iç savaşının sona ermesini engelleyen ana faktörlerden biri olmuştur.

Suriye’nin Geleceği: Barış Süreci ve Uzlaşma İhtimalleri

Suriye’nin geleceği, çok sayıda faktöre bağlı olarak şekillenecektir. Esad yönetiminin, tüm ülkeyi yeniden kontrol altına alması şu anda pek olası gözükmemektedir. Ülkenin bazı bölgelerinde muhalifler ve yerel gruplar, Esad’a karşı hala direnç göstermektedir. Ayrıca, dış güçlerin müdahaleleri, çözüm süreçlerini daha da karmaşık hale getirmektedir.

Bir diğer zorluk ise, Esad yönetimi altında olsa bile, Suriye'nin ekonomik durumu oldukça kötü durumdadır. Petrol, tarım ve sanayi gibi kritik sektörlerdeki yıkım, ülkede ciddi bir insani kriz yaratmaktadır. Bu durum, yeniden yapılanma ve barış sürecinin başlamasını engelleyen temel etkenlerden biridir.

Suriye’nin geleceği hakkında çeşitli çözüm önerileri olsa da, bu önerilerin hayata geçmesi, bölgesel güçlerin ve uluslararası aktörlerin çıkarlarının uzlaştırılmasıyla mümkün olacaktır. Bu noktada, Esad’ın yönetimindeki hükümetin ne kadar merkeziyetçi bir yapıya sahip olacağı, yerel grupların özerklik taleplerine nasıl yaklaşılacağı ve ekonomik yeniden yapılanma için gerekli uluslararası yardımların nasıl sağlanacağı önemli olacaktır.

Sonuç: Suriye’nin Bugünü ve Yarınına Dair Değerlendirme

Suriye şu an, Esad yönetiminin Rusya ve İran’ın desteğiyle kontrol ettiği bir ülke olmasına rağmen, tam anlamıyla barış ve istikrar sağlanmış değildir. Ülkenin kuzeyindeki Kürt yönetimi, doğusunda IŞİD’in kalan unsurları, güneyindeki yerel direnişler ve dış müdahaleler, Suriye'nin iç savaşının sona ermediğini ve çözüm sürecinin hala belirsiz olduğunu göstermektedir.

Uluslararası toplumun, özellikle Suriye’deki iç savaşın barışçıl bir şekilde çözülmesi için daha etkin bir diplomatik yaklaşım geliştirmesi gerektiği açıkça görülmektedir. Ancak, Suriye’nin geleceği, yalnızca iç dinamiklerden değil, bölgesel ve küresel aktörlerin etkilerinden de ciddi şekilde etkilenmeye devam edecektir.